Dezenfeksiyonun Anahtarı: Temas süresi
Temas süresi, dezenfektanın belirli bir patojen öldürülmesi veya etkisiz hale getirmesi için ihtiyaç duyduğu süredir. Dezenfektanların temas süreleri 15 saniye ila 10 dakika arasında değişebilir. Ne var ki temas süresi dezenfektan formülüne spesifik değildir. Temas süresi ihtiyacını aynı anda değiştiren ve zaman zaman birbirlerine bağlı olabilen koşullar söz konusudur.
Dezenfekte edilecek ekipman ve yüzeylerin hava boşlukları kalmadan istenen temas süresi boyunca solüsyona maruz kalması sağlanmalıdır. Çoklu araştırmalar, düşük düzey dezenfektanların, vejetatif bakteriler (listeria, coli, Salmonella gibi), mayalar (Candida gibi), mycobacteria (tüberküloz gibi) ve virüsler (poliovirüs gibi) üzerinde minimum temas süresini 30-60 dakika olarak göstermiştir. Yasaya göre EPA’ya kayıtlı tüm ürünlerde geçerli etiket talimatlarına uyulmalıdır.
İhtiyaç duyulan süre üretici firmalar tarafından belirtilir. Genel itibari ile daha uzun maruziyet süresi sağlamanın dezenfeksiyon başarısını arttırdığı bilinmelidir.
Hedef mikroorganizma
Mikroorganizmalar kimyasallara dayanıklılık anlamında geniş farklılar gösterir. Dezenfektanlara karşı direnç mekanizması organizmaya özeldir. Örneğin, sporlar dezenfektanlara karşı dayanıklıdır çünkü üzerlerindeki korteks bariyer görevi görür, mycobacteria mumsu hücre duvarı sayesinde dezenfektanların girişini engeller, gram-negatif bakteriler bariyer etkisine sahip dış membranları ile direnç gösterirler. Tüm dezenfeksiyon ve sterilizasyon stratejilerinde en dayanıklı mikrobiyal popülasyona etkili dilüsyon ve maruziyet süresi dikkate alınmalıdır. En dayanıklı mikroorganizma tipini yok etmek için (bakteriyel sporlar gibi) kullanıcılar uygun konsantrasyon ve temas süresini dikkate almalıdır. Prionlardan sonra, bakterial sporlar germisitlere en yüksek direnci gösteren canlılardır. Onları coccidia (Cyrptosporidium gibi) mycobacteria (tuberlculosis), nonlipid ve küçük virüsler (örneğin poliovirüs ve coxsackievirus), funguslar (örneğin Aspergillus ve Candida), vejetatif bakteriler (örneğin Staphylococcus ve Pseudomonas) ve lipid orta büyüklükteki virüsler (herpes ve HIV) takip eder.
Gram pozitif ve gram negatif bakterilerin sergilediği direnç istisnalar hariç benzerdir (örneğin P. Aeruginosa bazı dezenfektanlara karşı üstün bir dirence sahiptir). Rickettsiae, Chlamdiae ve mycoplasma bu sınıfta konumlandırılamamıştır çünkü germisitlere karşı gösterdikleri direnç ile ilgili bilgilerimiz sınırlıdır. Bu organizmalar lipid yapıya sahip olduklarından ve diğer bakterilerle benzerlikler gösterdiklerinden ötürü germistler tarafından tahrip edilebilecekleri varsayılır. Bu varsayımın bilinen istisnası dezenfektanlara direnç gösteren Coxiella burnetti’dir.
Dezenfektanın etki mekanizması ve potansiyeli
Diğer değişkenler sabit tutulduğunda bir istisna dışından (iyodoforlar), dezenfektan konsantrasyonu arttıkça öldürme hızı ve etkinliği artar. Bununla birlikte dezenfektan gruplarının aynı derecede konsantrasyon artışı ile gösterdikleri etki değişimi aynı olmayabilir. QAC ve fenolde bu fark kolayca ortaya konmuştur. QAC dilüsyonun yarı yarıya indirildiğinde 2 kat temas süresine ihtiyaç duyulurken, fenol solüsyonunda bu oran 64 kat artış gerektirir.
Dezenfeksiyonun süresinin dezenfektanın potansiyeli ile alakalı olduğu da unutulmamalıdır. Bu Spaulding tarafından mucin-loop testi kullanılarak %70’lik isopropil alkolün 104 M tübeküloz’u 5 dakikada öldürürken, %3’lük fenol ile 2-3 saat sürede aynı etkinin alınması ile ortaya konulmuştur.
Fiziksel ve kimyasal koşullar
Sıcaklık, pH, bağıl nem ve su sertliği gibi birkaç fiziksel ve kimyasal faktör dezenfektan etkinliğini tayin etmektedir. Örneğin bazı istisnalar dışında birçok dezenfektanın etkinliği artan sıcaklık ile birlikte artış gösterir. Afaki sıcaklık artışları dezenfektanın yapısının ve etkinliğinin bozulmasının yanı sıra sağlık riskleri de oluşturmaktadır.
Artan pH glutaraldehit ve QAC gibi bazı dezenfektanların etkinliğini arttırırken, fenoller, hipoklorit ve iyodinlerin mikrobiyal aktivitesini azaltır. pH, dezenfektan molekülünün ve hücre yüzeyini değiştirerek mikrobiyal aktiviteyi etkiler.
Bağıl nem, klordioksit ve formaldehit gibi gaz hale geçen dezenfektanların aktivitesini önemli orandan etkiler ve temas süresi ihtiyacını arttırır.
Su sertliği (yüksek konsantrasyon iki değerli katyonlar) dezenfektanın öldürücülük oranını kesin bir şekilde düşürür çünkü sert sulardaki iki değerli katyonlar (magnezyum ve kalsiyum gibi) dezenfektan ile çözünmez çökeltiler oluşturacak reaksiyonlara girerler.
Organik maddeler
Kan serumu, irin veya dışkı artıkları gibi organik maddeler dezenfektanların aktivitesini iki şekilde düşürür. Genellikle, düşüş kendini organik madde ve dezenfektan arasında gerçekleşen reaksiyon sonucunda mikroorganizmalar üzerinde etkisiz veya daha düşük etkili kompleks moleküllerin oluşumu şeklinde ortaya çıkar. Özellikle iyot ve klor molekülleri bu etkileşime oldukça yatkındır. Aynı zamanda organik madde dezenfektanların mikroorganizmalara saldırısını etkileyen bir fiziksel bariyer haline de gelebilir.
Biyofilm varlığı
Biyofilm, yüzeyde kendiliğinden meydana gelen ekstraselüler polimerik matriks yapıda bakteriyel oluşumlardır. Bu yapılar dezenfektan ve antibiyotiklere karşı daha yüksek yaşam gücü ve dirence sahiptir. Kanatlı endüstrisinde Salmonella ve Campylobacter gibi gıda kaynaklı hastalıklara neden olan çeşitli organizmalar bu yapıyı oluşturabilme potansiyeline sahiptir. Mikroorganizmalar kalın hücre duvarı kalıntıları veya biyofilm tarafından dezenfektan ürünlerden korunabilir. Biyofilm içerisindeki bakteriler aynı süspansiyon içerisindeki diğerlerine göre dezenfektanlara 1.000 kat daha dayanıklıdır.
Temas süresi nasıl sağlanır?
Dezenfekte edilen yüzeyler gözle görülür şekilde ıslak olmalı ve dezenfektanın optimum temas süresinin bitiminden önce (etikette belirtildiği gibi) kurumamasını sağlamak için iyice ıslatılmalıdır. Görünür şekilde ıslak bir yüzey de uygun kapsama alanı elde edildiğinden emin olmanızı sağlar. Birçok dezenfektan, ürünü köpük yapan bir sürfaktan ekler. Köpük sadece uygun kapsama alanı sağlamanıza izin vermekle kalmaz, aynı zamanda ürünün temas süresi boyunca bir yüzeye "yapışmasına" yardımcı olur.
Genel itibari ile kurumanın hızlı olduğu sıcak aylarda dilüsyon oranı değiştirilmeden daha fazla dezenfektan solüsyonu kullanılmalıdır.