Göçmen kuşlar ve yarattığı tehlikelerden korunmak

Doğal yaşam, dünyada süregelen ekolojik dengenin korunması ve sürdürülmesini sağlar. Doğal yaşamın önemli bir üyesi olan göçmen kuşlar genellikle bir veya daha fazla ulusal sınırı döngüsel olarak geçen, sulak alanlar, bataklıklar ve diğer su kütleleri dahil olmak üzere çeşitli habitatları kullanan türleri içerir (UNEP, 2005).

Uzun mesafeli göç, hayvanlar dünyasındaki en zorlu faaliyetlerden biridir. Bu kadar uzun süreli ve yoğun eforun bağışıklık sisteminin baskılanmasına yol açtığını ve göç performansının enfeksiyonlardan olumsuz etkilendiğini gösteren çeşitli çalışmalar bulunmaktadır.

Kuşlar son derece yüksek metabolik hızlarda saatlerce hatta günlerce göç ederler. Uzun uçuşlar sırasında, bazal metabolizma hızının 10 katına kadar çıkabilirler. Çubuk kuyruklu çakal (Limosa lapponica baueri), Yeni Zelanda'dan Güneydoğu Asya'daki mola yerlerine 6.000–8.600 km kesintisiz uçabilir. Ördekler genellikle mola yerleri arasında daha kısa mesafeler kat ederler. Bununla birlikte, daha ağır vücutları ve daha kısa kanatları nedeniyle, ördekler dinamik olarak daha az etkilidir ve muhtemelen daha kısa göç uçuşları sırasında fizyolojik stres yaşarlar. Uçuşlar arasındaki dönemler dinlenme aşamaları olarak da adlandırılabilir. Bu dönemler çılgınca enerji elde etme ve fiziksel iyileşme dönemleridir. Bu duraklamalar sırasında kuşlar, yolculuklarının devamın sağlamak için vücut ağırlıklarını, yağsız kütlelerinin %30-50'si kadar artırırlar. Kuşlar bu denli enerji harcama ve de kazanımı talebi ile başa çıkmak için fizyolojik ve davranışsal adaptasyonlar geliştirmişlerdir. Özellikle geniş bir şekilde ayrılmış mola yerleri arasında göç edenler, vücutlarını düzenli ve tekrar tekrar yeniden inşa ederek bu taleplere uyum sağlarlar. Yakıt ikmali dönemlerinde sindirim sisteminin boyutunu arttırark uçuş kas kütlesini azaltır, yola çıkmadan önce de ters ayarlamalardan geçerler.

Epizootik etkileri olan önemli bir biyolojik olay olan göç, kuşların duyarlılığı, patojenlerin varlığı, vektörler ve sıcaklık ve nem gibi faktörlere bağlıdır (Keymer, 1958; Page, 1976). Göçle ilişkili stres, kuşun patojenlere karşı duyarlılığını ve ve bu patojenlerin saçılma oranını arttırabilir. Göç oldukça zahmetlidir ve eğer kuşlar hasta olurlarsa, patojenleri daha kısa mesafelere yayabilirler (Weber ve Stilianakis, 2007; Feare, 2007). 

Göçmen kuşlar hangi patojenleri taşıyabilir?

Göçmen kuşlar mikroorganizmaları uluslararası sınırların ötesine dağıtabilir. Kümes hayvanlarına veya diğer omurgalılara zararlı sayısız patojen, bu tür kuşlarla ilişkilendirilmiştir (Hubalek, 1994, 2004). Göçmen kuşların ölümcül H5N1 (kuş gribi) virüsünü kendileri etkilenmeden yayabildiklerini gösteren çalışmalar, kuş gribi salgınları sırasında dünya çapında büyük ilgi uyandırdı. Bununla birlikte, Asya'dan bildirilen, göçmen kuşların H5N1 nedeniyle ölüm vakaları konuyla ilgili endişeyi artırdı. Kuş gribinin yanı sıra, göçmen kuşların, Newcastle hastalığı virüsü, kuş pnömovirüsü ve ördek veba virüsü gibi kuş virüslerinin bulaşmasında rol oynadığı düşünülmektedir. Benzer şekilde, Chlamydophila psittaci ve Pasteurella multocida gibi bakteriyel patojenler, göçmen kuşlar aracılığıyla kümes hayvanlarına bulaşabilir. Ayrıca göçmen kuşların Batı Nil virüsünü, at ensefalit virüsünü, Borrelia burgdorferi'yi ve Campylobacter ve Salmonella gibi enteropatojenleri de yaydığı biliniyor.

Kuş gribi virüsü (AIV), kuş pnömovirüsü, Newcastle hastalığı virüsü, ördek veba virüsü, Chlamydophila psittaci, Campylobacter ve Salmonella'yı dolaştırırlar (Hubalek, 1994; Palmgren ve diğerleri, 1997; Wobeser, 1997; Alexander, 2000; Hubalek, 2004). Göç eden kuşların patojen yayma potansiyeli, 1990'ların sonlarında Kuzey Amerika'da Batı Nil virüsünün (WNV) yayılması sırasında önemli bir sorun haline gelmiştir (Rappole ve Hubalek, 2000; Reed ve diğerleri, 2003). Geçtiğimiz birkaç yıl boyunca göçmen kuşlar, H5N1 influenza virüsünü farklı kıtalardaki belirli uçuş yollarını seçerek birçok ülkeye getirdiler (Brand, 1984; Rappole ve diğerleri, 2000; Stroud ve diğerleri, 2004).

Mareca penelope (ebird.com)

Göçmen kuşlar ve yerel kuşların teması

Riski attıran önemli bir nokta da, göçmen kuşlar ve yerel kuşların ortak alanları (bilhassa su kaynakları) kullanmalarıdır. Bu, hastalıkların doğrudan bölgenin kuşlarına bulaşarak daha kalıcı ve kolay yayılabilir hale gelmesine neden olabilir.

Göçmen kuşların kümes hayvancılığı için oluşturduğu potansiyel risklerden korunma

Bu canlıların varlığının doğal dengedeki önemi ve düşmanımız olmadığı gerçeği kabul edilmeli ancak üretim için yaratabileceği tehlikeler ön görülerek çiftliklerde bir dizi önlem alınmalıdır. Bu amaçla sıkı biyogüvenlik ve sürekli gözetim büyük önem taşımaktadır.

Kuşları çekebilecek yem kalıntılarını yok edin

Yem siloları bazen sızdırabilir veya araçtan yeni yüklemelerin yapıldığı sırada saçılmalar olabilir. Etraftaki yem döküntüleri kemirgenlerin yanı sıra kuşlar için de çekicidir.

Su birikintilerini engelleyin

Kümes arazisi üzerindeki engebeler yağmur sularının birikmesine neden olabilir. Kuşları çekebilecek birikintileri engellemek için arazi tesviyesi ve drenajını iyileştirmeye özen gösterin.

Yuva oluşumuna izin vermeyin

Çatılar ve soğutma pedlerinin üst kısımlarındaki kanallar yuva oluşumu için ideal olabilir ve gözden kaçma ihtimali yüksektir. Bu alanları sık sık kontrol edin.

İpuçlarını takip edin

Kuş dışkılarını gözleyin. Yoğunlaştığı alanlar gözden kaçan bir çekici unsurun varlığını işaret edebilir.

Riski zamanları takviminize ekleyin

Bölgenizdeki göç başlangıç ve bitiş tarihlerini takip edin. Riski zamanlarda çevre dezenfeksiyonunu sıklaştırın.

Yoğun risk bölgelerinde korunma

Kümesler konumu itibari ile doğrudan göç yolları üzerinde, sulak ve/veya dinlenme alanlarına yakın olabilir. Bu durumda işletme içerisine lazerli veya sesli kovucular konumlandırılabilir.

Sanitasyon ve dezenfeksiyonun mücadeledeki yeri

Kuşlar fiziksel temasın yanı sıra dışkılarını işletmenin yer yerine bırakabilir. Dışkılar hastalıklar için rezervuar niteliğinde olmasının yanında zengin organik madde içeriği ile barındırdıkları patojenleri dezenfektanların saldırılarına karşı korurlar. Bu nedenle riskleri kümes içerisine taşıyabilecek ayakkabı ve çizmeler sık sık yıkayarak temizlemeli, ayak havuzlarında kullanılacak dezenfektan solüsyonu günlük hazırlanmalıdır.

Çevre dezenfeksiyonunda kullanılacak ürün ve dilüsyon belirlenirken çevre sıcaklığı ve organik kirliliğin de göz önünde bulundurulması faydalı olacaktır.

Kaynaklar

Alexander, D.J., 2000. A review of avian influenza in different bird species. Vet. Microbiol., 74: 3-13.

Hubalek, Z. and J. Halouzka, 1999. West Nile fever- a reemerging mosquito-borne viral disease in

Europe. Emerg. Infect. Dis., 5: 643-650.

Hubalek, Z., 1994. Pathogenic microorganisms associated with free-living birds: A Rev. Acta Scient.

Natural. Brno, 28: 1-74.

Hubalek, Z., 2004. An annotated checklist of pathogenic micro-organisms associated with migratory birds.

Rappole, J.H. and Z. Hubalek, 2000. Migratory birds and West Nile virus. J. Appl. Microbiol., 94: 47-58.

Rappole, J.H., S.R. Derrickson and Z. Hubalek, 2000.

Migratory birds and spread of West Nile virus in the Western Hemisphere. Emerg. Infect Dis., 6: 319-

328

Palmgren, H., M. Sellin, S. Bergstrom and B. Olsen, 1997. Enteropathogenic bacteria in migrating birds arriving in Sweden. Scand. J. Infect. Dis., 29: 565- 568.

Stroud, D.A., N.C. Davidson, R. West, D.A. Scott, L. Hanstra, O. Thorup, B. Ganter and S. Delany, 2004.

Status of migratory wader populations in Africa and Western Eurasia in the 1990s. Int. Water Studies,

15: 1-259.

UNEP, 2005. Convention on migratory species, New Delhi, 10-13 June, 2005. Agenda Item 6.0.,

CMS/CAF/5, 17 March 2005.

YUKARI